Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram

Contrary to popular belief, Lorem Ipsum is not simply random text. It has roots in a piece of classical Latin literature from 45 BC, making it over 2000 years old.

İLETİŞİM

PLASTİK/PET ATIK CANAVARI

PLASTİK/PET ATIK CANAVARI
  • ,

PLASTİK/PET ATIK CANAVARI


PLASTİK/PET ATIK CANAVARI

(MASAL TADINDA)

Size bir masal anlatacağım. Haydi şöyle bir rahatlayın ve lütfen yazılanları gözünüzde canlandırın belki aralarda durur gözlerinizi kapatır, o kokuyu sizde duyar, belki orada sizde yaşarsınız, belki de yaşamışsınızdır da?

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken.  Güzel mi güzel masmavi berrak suların şırıldadığı, mis gibi yasemin kokularının sardığı, her evin bacasının tüttüğü dostluk ve kardeşlik içinde yaşanan, israfın olmadığı, herkesin tefekkür içinde olduğu bir dünya varmış. Bu dünya da insanlar fazlaya tamah etmez, elindekiyle mutlu olmayı bilirler, komşusu açken uyuyamaz, doğanın efendisi olamaya çalışmaz, doğanın bir parçası olduğunu ve bu hayatta konar koçar yaşadığını bilen insan türü yaşarmış.  Bu insanlar, evinin önünde eker biçer, mutfakta pişirir, fazlasını paylaşırmış. Yemek yaptığı sebze ve meyve atıklarından kompost yapar toprağını zenginleştirirmiş. Toprak anayı beslediği için toprak ana ona çok nazik ve cömertçe davranırmış. Toprağa attığın yeşerirmiş. Yağmurdan faydalanır, tarlasını, bağını bahçesini bu yağmur sularıyla sularmış, bir kısmı bu suyu sifon niyetine bile kullanırmış. Masal bu ya öyle her şey işi bitti, modası geçti diye atılmazmış. Mesela; her insan türü kendinden yaşlı insan türünün daha önceki yıllarda giydiklerini giyer, gerekiyorsa kendine uygun hale getirirmiş. Sonra öyle şimdiki gibi her ihtiyaç dışarıdan satın almayla da sağlanmazmış. Sabunlarını, temizlik malzemelerini insanlar evlerinde kendileri yaparlarmış, hem de bahçesindeki salkımdan yaptığı sirke ve gene bahçedeki limon ağacından ya da yemek yediği atık yağdan inana biliyor musunuz? Bu insanlar hem öyle güçlülermiş ki sabah erkenden doğanın uyanma saatinde kuşlar, börtü böcekle birlikte uyanır, mis gibi doğan güneşin enerjisiyle gönüllerine enerji doldurur, sonra da geç vakitlere kadar birçoğu beden gücüyle işlerini yaparlarmış ve yüzlerinden gülümseme hiç eksik olmazmış. Çünkü bu insanların kötü hastalık diye bildiği bir şey yokmuş. Havası temiz, suyu temiz, toprağı temiz, kalbi temizmiş.

Yıllar yılları kovalamış, hayat değişmiş, gelişmiş, dönüşmüş ve bir gün Alexander Parkes ismindeki bir İngiliz nitroselüloz, kafur ve alkol karışımıyla sert, sağlam, elektriği ve ısıyı iletmeyen plastiği keşfetmiş. Plastik propilenmonomerlerin karbon karbon bağlarıyla bağlanması sonucu uzun polimer zincirleri sayesinde oluşmuş ve aman allahım her sektörde aşırı işlevsel, insanların hayatını kolaylaştıran ve ucuz bir malzemeymiş. Zamanla üreticiye daha fazla kar ettirdiği için birçok alanda kullanılmış, bu durum cam içerisinde malzeme sunan üreticiyi de etkilemiş ve hemen pet icat edilmiş. Taa kii 1980 yılına kadar her şey çok güzel ilerlemiş. 1980 yılında bu plastik ve pet atıkları artık bu masal dünyasında bir canavara dönüşmüş, hemen hemen her yerdelermiş. Hatta bu canavar öyle bir şeymiş ki, insanlar diğer atıkları gömdükleri topraktan verim aldıkları gibi bundan alamıyorlarmış, yok olmuyormuş. Yıllar geçiyor, gömüldükleri yeri kazıyorlarmış, plastik ve pet aynı gömdükleri haliyle duruyormuş. Derken bir bilim doğmuş ismine Çevre Bilimi, bu bilimi icra edenlere de Çevre Mühendisi demişler. Bu kişiler insanlık türüne demiş ki; “değişip, gelişelim, teknolojimizde olsun, sanayimizde lakin tüm bu gelişmelerin ve dönüşümün eksik yanlarını bir yere not edelim ve üstüne birlikte çalışalım. Çünkü; doğa ancak kendinden olanı parçalar ve yok eder, Kendinden olamayanı yok etmesi için yıllar gerekir. Mesela 1 plastik sadece 1 tanecik plastik için 450 yıl gerekir.” demişler. O zaman bizim insan türünden bazıları başlamış bu plastik ve pet artıklarından saksılar ve süs malzemeleri yapmaya ama yok sonu gelmiyormuş. Bu bir çözüm değilmiş. Etrafı sarmış kötü bir koku. Yasemin, portakal kokusundan eser kalmamış. Sanki daha bir pusluymuş her yer. Hava Kirliliğinden ölen insan türlerini bile duyduğunu idea ediyormuş bazı insanlar.

Bu sırada 1988 ‘de de geri dönüşüm fikri çıkmış. Evet evet hepimizin bildiği şu 3 tane birbirini takip ederek dönen ok. İnsan türü tükettikçe tüketiyor ve her şeyi plastikleştiriyormuş. Tabi etraftaki diğer canlılar şaşkın, doğa şoktaymış. Bu kadar atık plastik ve peti ne yapacaklarını bilemiyorlarmış. Bazı su canlıları yemek zannedip yemeğe kalkmış bu canavarı (plastik ve pet atıkları) ama yenmiyormuş da bu canavar, üstüne üstlük kendileri ölmüş su canlılarının. Gene yıllar yılları kovalamış, yıl 2020 olmuş, bu plastik ve pet atığı sorunu çözülememesinin yanı sıra plastik ve pet üreticileri sektörü hızla büyümeye devam etmişler. Her yıl bu plastik/pet canavarı 100 bin deniz canlısını, 1 milyon deniz kuşunu öldürmüş. Hatta bu plastik canavarı kendini keşfeden insan türüne bile saldırıyormuş artık. Nasıl mı? Mikroplastik olup, insan bünyesinde birikiyormuş. Bazı araştırmacılar her insan türünün ortalama haftada bir kredi kartı büyüklüğünde plastiği bünyesine aldığını bildirmişler. Arsız plastik ve pet canavarı bunlarla da yetinmemiş toplanmış 80-100 ton civarında olup, Büyük Pasifikte ABD Teksas Eyaletinin 2 katı büyüklüğünde kendi imparatorluğunu kurmuş. Oradan büyüyerek dünyayı ele geçirme planları yapmaya devam etmiş.

Evet masal burada bitti. Bu muhteşem güzellikte başlayan masalı bu şekilde bitirmek bende istemezdim, eminim ki sende istemezdin. O halde; ver elini dünya güzelleşsin, masallar güzelleşsin. Yaz, kış yağmur, çamur, bayram demeden çalışan atık sektörü emekçileri ve bu masalı güzelleştirmek için canını dişine takarak görev yapan Çevre Mühendisleri hepiniz birer kahramansınız. Bu kahramanlarına sahip çık, destek ola, kulak ver.

Bir kere kızmayı bırak poşet paraylaymış falan. Sen bu olayın içindeki güzelliklere odaklan. Daha az plastik kullan, daha az tüket ve lütfen geri dönüşüme destek ol. Geri dönüşüm için mücadele et, iste, talep et, sor, soruştur. Yemek artığınla plastik/pet atığını ayrıştır. Örneğin; plastik/pet atığının içinde gıda ürünü varken, geri dönüşüm konteynerına atma. Bir tek benle mi oluyor deme. Sen başla, bak gerisi nasıl gelecek.

Sen isteyince büyük markalar tek kullanım plastiklerini azalttı, bazı markalar pipetleri kaldırdı. Cam yeniden tercih edilir oldu. Birçok sektör de doğada parçalanabilir plastik kullanmaya başlandı. Ülkemizde Sıfır Atık Projesi geliştirildi ve çok yakında daha çok yerde uygulamaya geçilecek. Bilim insanları plastiği yiyen enzim geliştirdi. Ama yetmez yetmiyor, çünkü sorun büyük, eğer bu hızda plastik/pet atığı üretmeye devam edersek bilim insanları 2050 de okyanuslarda balıktan daha çok plastik olacağını yazdı.

Şimdi tekrar gözlerini kapa ve nasıl bir hayat istiyorsun ve bu hayat için gerçekten ne kadar mücadele ediyorsun? Elinden geleni yaptın mı mesela? Torunlarına ne bırakmak istiyorsun?

                                                                                                                                                                                                                    AŞKIN KELLECİOĞLU

 

 

 

 


Etiketler :
Paylaş :